Ebeveynlik tarzınız çocuğunuzun duyguları ile nasıl başa çıkacağını belirliyor.
Bu sorular üzerine dikkatili bir şekilde düşünün.
Çocuğunuz sinirli veya üzgün olduğunda genellikle verdiğiniz yanıtlar nelerdir?
Çocuğunuzun hayal kırıklığı sizin hayal kırıklığınıza yol açar mı?
Çocuğunuz istediğiniz bir davranışı yerine getirmediğinde hayal kırıklığına uğruyor ve onu suçluyor musunuz?
Herhangi bir nedenle sinirlendiğinde siz de sinirlenir misiniz yoksa duygusu ile başa çıkması için ona zaman tanır, destek mi olursunuz?
Örneğin bir yere gitmek üzere kapıdan çıkmak için acele ediyorsunuz ve çocuğunuz hazırlanmakta zorlanıyor ya da gitmeye hazır değil, inatla üzerini giymek ve kapıdan çıkmak istemiyor. Bu durumda nasıl hissediyorsunuz?
Duygusal olarak üzülüyor, öfkeleniyor musunuz?
Çocuğunuza nasıl tepkiler veriyorsunuz?
Şimdi size o anki tepkilerinizin gücünden bahsetmek istiyorum.
Ebeveynlik tutumunuz tüm yaşamında karşılaştığı sorunlar ile başa çıkması için örnek oluşturuyor. Sorunlar ile karşılaştığında ya da güçlü duygular karşısında kendisine öfke mi duyulacak yoksa ona sorunun çözümü için güvenilecek mi?
Çocuğunuz sinir krizi geçirdiği o an her ne yapıyorsanız çocuğunuz o tutumu içselleştiriyor. Ve sizin tutumunuz gerginlikten uzak, sakinlikle olduğu sürece çocuk kendine, dünyaya ve diğerlerine karşı güven duygusu geliştirerek yaşam serüvenine büyüyerek devam ediyor.
Çocuk gelişiminde önemli olan çatışmanın çaresizliği ve şiddeti değil, çözümleme biçimidir.
Çocuk gelişiminin yaşam boyu devam eden bir süreç olduğu düşünüldüğünde, çatışmaların sorunlar ile başa çıkma becerisi kazanmak için gerekli bir deneyim olduğunun bilincinde olmak kıymetlidir.
İç ve dış çatışma olmaksızın bir yaşam düşünülemez.
Çatışma kaynaklarını ortadan kaldıramazsınız ancak çocuğunuzun bu çatışmalar ile başa çıkma biçimi kazanmasını destekleyebilirsiniz.
Araştırmalar, bir ebeveynin duygusal durumunun çocuğun duygusal refahını nasıl etkilediğine ışık tutuyor.
Riverside, California Üniversitesi'nde psikoloji bölümündeki bir araştırma ekibi, okul çağındaki çocukları ve ebeveynlerini birlikte sinir bozucu bir görevle karşı karşıya bırakan deneysel bir çalışma yaptılar ve ebeveynler sakin kaldıklarında, çocukların duygu ve davranışlarını daha kolay düzenledikleri sonucuna ulaştılar.
Çalışmada, duygusal durumlarını ölçmek için hem ebeveynin hem de çocuğun EKG (zihin görüntüleme) izlemesi kullanıldı.
Bu araştırma ebeveyn ve çocuk arasında gerçekleşen duygusal bulaşıcılık ile ilgili; çocuklar bilinçsizce ebeveynlerinin duygularını nasıl algıladıklarını araştırır.
Çalışmada, her bir ebeveyn / çocuk çiftine tamamlamak için zorlu bir lego bulmacası veriliyor ve gözlem odasına alınıyorlar.
Araştırmanın ilk kısmında ebeveynlerden çocuklarını sadece izlemesi, çocuklarına yardım etmemesi isteniyor.
İkinci bölümde ise, ebeveyn çocuk ikilisine bulmacayı tamamlamak için beş dakika daha veriliyor ve ebeveynin yardım edebileceği söyleniyor.
Ebeveynin çocuklarla ikinci aşamada bağlantı kurması, çocuğun duygusal olarak düzenlenmesine veya “sakinleşmesine” yardımcı olduğu sonucunu ulaşılıyor. Buna uyum veya eş düzenleme de denmektedir.
Araştırma sonucunda EKG (zihin görüntüleme) verileri, ebeveynin duygusal durumunun çocuğun duygusal düzenlemesini etkilediğini ancak çocuğun duygusal durumunun ebeveyni etkilemediğini gösteriyor.
Bu, ebeveyn-çocuk ilişkisinin duygusal bulaşıcılık açısından değerlendirilmesi için yeni bir yaklaşım olsa da, bu olguyu doğrulamak ve daha iyi anlamak için daha fazla çalışmanın yapılması gerekiyor.
Ancak ebeveynlerin sinir sisteminin işleyişinin çocuklarına nasıl aktarıldığını görmek adına bizim için yararlı bir çalışma.
Bir ebeveyn olarak çocuğunuzun üzüldüğünde nasıl bir tepki vereceğiniz, kendi kendini düzenleme becerisini şekillendirir.
Bir ebeveyn, ağlayan bir çocuğa “ağlamayı bırak”, “üstesinden gel” veya “bunda ağlayacak ne var” diye söylerse, çocuğun aynı davranışı devam ettirmesi muhtemeldir.
Bu durumda çocuk davranışını değiştirmek için hiçbir motivasyon alamaz.
Çocuğa bağırmak ya da sakinleşene kadar odasına gitmesini söylemek, duygularını düzenlemesine ya da kontrol etmeyi öğrenmesine yardımcı olacak hiçbir şey yapmaz ve genellikle sinir bozucu koşullara aşırı tepki vermenin tekrarlanmasına ve hatta artmasına neden olur.
Kendinizden düşünün, sinirlendiğinizde ya da üzüldüğünüzde başınızda neyin var diye dolananları ya da yatıştırmaya çalışanları gözünüz görür, onları duyar, söylenenlere uyar mısınız?
Çocuğunuzun anlaşılmaya ihtiyacı olduğunu, duygu ve düşünceleri ile ne yapacağını öğrenmeye çaba gösterdiğini unutmayın.
Ağlayan bebekler ile duygularını izleyerek anlamak, bebeğin ebeveynini gördüğünde veya duyduğunda ağlamayı bırakmasına neden olacaktır.
Yeni yürümeye başlayan ( iki yaş ) çocuklar için kucaklamak ve duygusunu paylaşmak ve üzüldüklerinde güvence sağlamak onların sakinleşmelerine yardımcı olur. Ayrıca bu empati becerisinin kazanılmasına destek olur.
Daha büyük çocuklarda, duygularını ifade etmek için kelimeleri kullanmalarını teşvik edebilirsiniz.
Ağlayan bir bebek ya da üzgün / öfkeli bir çocukla karşı karşıya kaldığınızda, ilk şey yeniden toplanıp sakin olmanızdır.
Birkaç derin nefes almak sakinleşmenize yardımcı olur.
Sakin veya tarafsız bir şekilde cevap verebildiğiniz zaman, çocuğunuza yardım edeceksiniz, çünkü çocuklar, bilinçsizce sakinliğinizi algılıyorlar, içselleştiriyoralar ve bu da sinir sistemlerinin sakinleşmesine neden oluyor.
-
Bebeğinizin, çocuğunuzun güvende hissetmesine odaklanın.
-
Yaşça daha büyük çocuklar için derin nefes alma, yeniden yapılandırma (duruma daha olumlu bir ışıkla bakma) gibi becerileri öğrenmesinin yanı sıra düşüncelerini ve duygularını ifade etmesi için kelimeler kullanarak yardımcı olabilirsiniz (aynalama).
Ebeveynler, çocukların ağlama, bağırma veya eşyalarını atma davranışı sergilemesi yerine kelimeleri kullanarak kendilerini ifade etmesini bekliyorlar. Ancak bunun için henüz çocuğun yeterli bir duygusal kelime haznesi oluşturmamış olması olasıdır.
Çatışma anları, çocuğunuzun nasıl hissettiğini belirtmek adına uygun yolları öğrenmesi için mükemmel zamanlardır.
Çocuğunuz size nasıl hissettiğini ve neden böyle hissettiğini söyleyebildikten sonra, problem çözmeyi öğrenmesi ve / veya farklı bazı durumlara alışmasında, kabul geliştirmesine yardımcı olabilirsiniz.
Ebeveynler, çocuklarına oyun ile ne kadar fazla zaman harcarlarsa, duygusal patlama anlarında uygun cevapları vermek için o kadar az zaman harcarlar.
Birlikte vakit geçirirken kurduğunuz ilişkisinin doğası, onların ihtiyaçlarını ifade etmelerine yardımcı olmanızı sağlayacaktır. Ayrıca çocuğunuzun uyum sağlamasına yardımcı olma fırsatını da yakalayabilirsiniz.
Çocuğunuz ile ilişki kurmak, her dileğini yerine getireceğiniz veya her istediğini yapacağınız anlamına gelmez. Bu, onların duygusal düzenleme, problem çözme becerilerini kazanabilmeleri için sizi kabul etmeye ve dinlemeye açık olmalarına yardımcı olur.
Empati ve anlayış geliştirmek için kriz anlarına yönelik işte birkaç temel ipucu:
1. Birkaç derin nefes alın ve / veya üzgün hissediyorsanız sessizce 10'a kadar sayın.
2. Çocuğunuza bakın ve beden dili, ses tonu ve eğer kullanıyorsa kelimeler dahil olmak üzere duygusal işaretlere dikkat ederek farkındalık getirin.
3. Kriz anında, çocuğunuzun ne tür duygular içerisinde olduğunu gözlemleyerek ( kızgın, üzgün, hayal kırıklığına uğramış, vb.)” duygularını sakince sözlü olarak yansıtın.
4. Daha sonra neden üzgün olduklarını anlamaya çalışın.
Size o an kendilerini ifade etmemeleri olasıdır.
Israrcı olmadan, gözlemlerinizi “___ 'dan dolayı öfkelenmiş gibi görünüyorsun? Bunun nasıl ___ hissettirdiğini anlıyorum diyerek eşlik edin. Bir cevap beklemeyin, sadece yansıtın. Bu durumda çocuk temel olarak anlaşıldığını hissedecek ve rahatlayacaktır.
5. İstediklerinin olmadığı durumlarda, “istediğin olmadığı için üzgünüm '' demeniz yerinde olacaktır ve sonra yanında olduğunuzu ve onu sevdiğinizi söylemeniz iyi gelecektir. Onun da sizi sevdiğini söylemesini beklemeyin.
6. Bazı durumlarda, iddialı olmanız ve şunu söylemeniz gerekebilir, bunun seni ___ hissettirdiğini biliyorum ama _____ nedeni ile şu an bunu yapmam mümkün değil (arzularının gerçekçi olmama nedenini açıklayın veya belirtin).
7. Bazı durumlarda, problem çözme uygun bir yaklaşım olabilir. Eğer gerçekten sizin sorunu çözmeniz gereken bir durumsa, bu durumu ben ___ yaparak senin için hallediyorum diyebilirsiniz.
8. Küçük çocuklar ve büyük çocuklar için temel başa çıkma becerilerini öğretmek için zaman ayırmak kesinlikle gereklidir. Zamanınız boşa harcanmıyor, çocuğunuz hayatı öğreniyor ve siz onun krizlerinde güvenebileceği tek kişisiniz.
Çocuğunuz ile bağlantıda kalmaya gayret edin, açık iletişimi tercih edin (net cümleler kullanın), ebeveynler ve çocuklar için farkındalık geliştirici yayınları ve kitapları takip edebilirsiniz.
Çocuğunuzun duyguları ile başa çıkmasına yardımcı olmak için pedagog desteğine başvurabilirsiniz.