top of page
  • Yazarın fotoğrafıAnıl Yetişen

İç ses

Güncelleme tarihi: 13 Eki 2020

Tam bir işe kalkışırken ya başarısız olursan, ya yaptıklarını beğenmezlerse diye seslenen kafamın içindeki bu ses kime ait?



O ses kulağımızın arkasından sesleniyor. Çok sakarsın, dikkatli ol, dur yapma, böyle davranırsan kimse seni sevmez, başarmalısın, en iyisi olmalısın diyerek konuşan iç sesimiz kararlarımızı, duygularımızı, düşünce yapımızı etkiliyor.


Tüm davranışlarımızın, kararlarımızın, hissettiklerimizin arkasında bir ses var. Hepimize çok tanıdık, çok yakından gelen bir ses. Bazen bizi eleştiriyor, bazen suçluyor, bazen daha başarılı olmamız için gerekli şeyleri söylüyor, bazen ne yaparsak diğerlerinin bizi seveceğini şart koşuyor. İçinde kaybolduğumuz çaresizlik, zihnimizde dönüp dolaşan pişmanlık düşünceleri, diğerlerinden beklediğimiz onaylanma, olmazsa hep eksik kalacakmışız gibi gelen sevilme, beğenilme, onaylanma isteği, en iyisini yapamayınca ortaya çıkan, bizi kedere sürükleyen düşünceler zihnimizde dolanıyor, duygularımızı etkiliyor.


Bu eleştirel iç ses, sevgili ebeveynlerimize ait ve yetişkin yaşantımızda da kafamızın içinde bizimle.


Yetişkin olmak bu iç sesi fark ederek hareket etmek bir anlamda. Ebeveynlerimiz o günün ve kendi gerçekleriyle bunları söyleyerek davrandılar. Bu onların doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü yaptığını göstermez. Çoğunu onlar da kendi ebeveynlerinden öğrendiler.

Aynı ebeveynler bize bugün biz olmamız adına çok daha fazla katkıda bulunmuş, yanımızda olarak destek de olmuş olabilirler. Bugünün gözünden onları yargılamak yerine, iç sese odaklanmak ve hangi zamanlarda ortaya çıktığını bize ne söylediğini duymak ve bilmek, o sesin beklentilerine göre mi yoksa hayatın gerektirdiğine göre mi hareket edip etmediğimizi fark etmemizi sağlayabilir.


İşte onlardan bazıları

Tabağındakileri bitirmezsen sana tatlı yok dendiği için yetişkinlikte de son bir pirinç tanesini bile tabağımda bırakamıyorum. Sanki o son tane kalırsa, dünya açlıktan kırılacak, ben çok büyük bir hata yapacakmışım gibi gelir. "Tabağındakileri bitir" o ses hep aklımda.


Ben sana kalem kutunu unutma kaybetme demedim mi! Yok sana bir daha kalem kutusu! Ne zaman gerekli veya gereksiz bir eşyamı kaybetsem, dünyam başıma yıkılır, arar dururum çılgın gibi. Bir daha yerine yenisi gelmeyecekmiş gibi gelir. O ses kafamda döner durur.


Uslu durmazsan, istediğimi yapmazsan dışarı çıkamazsın! İşte ve ilişkilerimde hata yapmaktan hep korkarım. Yanlış bir şey yapacak olursam, iyi huylu görünmem, insanlar beni sevmez, istediğimi alamam gibi gelir. O ses hep zihnimde.


Yeteri kadar çalışmıyorsun, 90 almak da ne! 100 almalısın! Ne kadar başarılı olduğumu söyleseler, terfi alsam da hep daha fazlasını yapmam gerekiyor, hiç yeterli değilmiş gibi düşünürüm. Sürekli daha fazla çalışmalısın diyen o sesi hep duyarım.


Boş boş oturma, kalk bir şeyler yap!

Ne zaman boş bir zamanım olsa, huzursuz olurum, bir şeyler yapmalıyım diye düşünürüm. Boş kalmak lüks gibidir. Zihnim sürekli boş vaktin olamaz diye seslenir.


En iyisini yapmalısın! Yaptığın iş kusursuz olmalı!

Senin diğerlerinden neyin eksik! Daha iyisini yapabilirsin! Yaptığım işlerin en iyisini olmasını isterim. En mükemmeli olmazsa, memnun olmam. Kusursuzu ararım, zor karar verip, çok zaman harcarım.

En iyisi olmazsa beğenilmeyeceğini düşünürüm. En iyisini yapmalıyım, diye düşünür durur, zor memnun olurum.


Çocukluğunuzda, ebeveynlerinizden en çok duyduğunuz benzer sözcük kalıpları neler? Ve bugün karşılaştığınız bir olay karşısında hislerinizi, düşüncelerinizi ve kararlarınızı etkileyen o ses size ne diyor?

489 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page