Oyun Terapisi Işığında: E'nin Hikayesi
"Oyun, çocuğun dilidir. Terapistin işi ise bu dili çözmektir." - Virginia Axline
Merhaba değerli okurlar,
Bugün sizlere oyun terapisi ile tanıştığımız minik dostumuz E'nin hikayesinden bahsedeceğim. Oyun terapisi, çocukların duygusal ve davranışsal sorunlarını anlamamıza ve çözmemize yardımcı olan güçlü bir araçtır. E'nin hikayesi de bu terapinin nasıl işlediğine dair aydınlatıcı bir örnek.
E. Kimdir?
E., 7 yaşında erkek, enerjik bir çocuk. Ancak son zamanlarda annesi ve babasıyla daha az etkileşime girdiğini, arkadaşlarıyla oyun oynarken sürekli kavga ettiğini fark etmişler. Ayrıca E., gece uykularında sık sık kâbus görmeye başlamış.
Oyun Terapisiyle İlk Adım:
E. ile ilk oturumumuzda, oyun odasında serbestçe oynamasına izin verdim. İlk gözlemim, E'nin sürekli olarak oyuncak arabaları çarpıştırarak kırıldığını söylediği (gerçekte oyuncaklar kırılmıyor) ve evlerin hasar gördüğünü kurguladığı oyunlar oynaması oldu. Bu, onun iç dünyasında bir yıkım ve kaos hissettiğini gösteriyor olabilir. Freud'un çocuk psikolojisi teorisine göre, çocukların oyunları onların bilinçdışındaki duygularını yansıtabilir.
Oyun Terapisi Süreci:
Birkaç oturum boyunca, E.'nin oyunlarında sürekli olarak kontrol kaybı, öfke ve korku temalarını gözlemledim. E. ile bu duyguları ifade etme ve anlama yolları üzerinde çalıştık.
Bir oturumda, E.'ye resim çizmesini teklif ettim. E., bir fırtına resmi çizdi. Bu resim, E.'nin içsel fırtınalarını ve duygusal çatışmalarını sembolize ediyor olabilir diyerek notlarıma yazdım.
Aile İnteraksiyonu:
Terapi sürecinde, çocukların duygusal ve davranışsal değişikliklerini anlamak için aile ile etkileşimde bulunmak kritik bir öneme sahip. E.'nin durumu da bundan farklı değildi.
İlk aile görüşmesinde E.'nin annesi, son bir yıl içerisinde iki kez taşındıklarını ve bu nedenle E.'nin iki farklı okula başlamak zorunda kaldığını paylaştı. Bu sık değişiklikler, E.'nin arkadaş edinme sürecini zorlaştırmış ve onda bir "ayrılık korkusu" oluşturmuştu. Babası ise işi nedeniyle sık sık şehir dışına çıktığını ve bu yüzden E. ile yeterince vakit geçiremediğini dile getirdi.
Aile, E.'nin bu durumdan nasıl etkilendiğini tam olarak fark edememişti. Oyun terapisi sürecinde E.'nin taşınma ve babasının sık sık evden uzaklaşması nedeniyle hissettiği güvensizliği ve korkuyu keşfetmemiz, ailesine de bu süreci daha empatik bir şekilde ele almaları için farkındalık kazandırdı.
Aileye, E.'ye bu süreçte nasıl destek olabilecekleri konusunda önerilerde bulundum:
1. Taşınma Kararları: E.'nin de taşınma kararlarında söz sahibi olmasını sağlamak. Örneğin, yeni evi birlikte seçmek veya yeni odasının dekorasyonun da kararlar almasına izin vermek.
2. Kaliteli Zaman: Babasının iş seyahatlerinde bile E. ile düzenli olarak iletişimde kalması, görüntülü aramalar yaparak onunla vakit geçirmesi önerildi.
3. Duygusal Destek: E.'nin hissettiği korku ve endişeleri hafife almamak, ona bu süreçte duygusal destek olmak ve hislerini ifade etmesi için güvenli bir alan yaratmak.
4. Yeni Arkadaşlıklar: E.'nin yeni okulunda arkadaş edinmesine yardımcı olmak için sosyal aktivitelere katılmasını teşvik etmek.
E.'nin ailesi, bu önerileri dikkate alarak E.'nin yaşadığı duygusal zorluklara daha duyarlı bir yaklaşım sergilemeye başladı.
Sonuç:
Oyun terapisi sayesinde E.'nin taşınma ve değişikliklerden kaynaklanan duygusal zorluklarına ışık tutuldu. E., terapi sonrası, duygularını daha iyi ifade edebilir hale geldi ve ailesiyle iletişimi güçlendi.
Ek Bilgi: Oyun terapisi, çocukların duygusal zorluklarını anlamak ve bu zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olmak için kullanılan bir yöntemdir. Terapi bir çocuğa özgü olmakla birlikte bu yazı özel izin alınarak hazırlanmıştır. Terapi desteği için yetkinliği olan bir uzmandan randevu alabilirsiniz.
Comments